Beyni Genç Tutmanın Yolları

İnsan nasıl bugünlere gelir hiç düşündünüz mü? Anne karnında bir kan pıhtısıyken önce embriyoya sonra da fetüse dönüşür. Bebekteki bu değişimler yalnızca isimlerin değişiminden ibaret değil. Bebeğin hamilelik sürecinde hem fiziksel görünümü hem de sağlığı neredeyse mutasyona uğrar. Ancak asıl şaşılacak şey bebeğin dünyaya gözlerini açtıktan sonraki büyüme evresi.

Hepimizin geçtiği bu dönemlerde hepimizi hayretler içinde bırakan bazen akıl sır erdiremediğimiz değişimler yaşadık. Ağladık, güldük, emekledik, düştük, kalktık, konuşmaya başladık ve en sonunda ise koşmaya başladık bir daha da kimse tutamadı bizi. Büyürken vücudumuzun aslında yaşlandığını kaçımızı kabul ederiz ki?

Ne yazık ki ne cildimiz ne organlarımız ne de beynimiz bebekken sahip olduğumuz gençliği koruyamıyor. Vücudumuz yıllara meydan okumakta başarısız olurken beynimiz de bu durumdan payına düşeni alıyor. Zamanla vücudumuz gibi yaşlanan beynimiz zamanla bilgileri kısa süreli olarak kaydedemeyebilir ve ileriki dönemlerde ise uzun vadede sahip oldukları bilgileri yok sayabilir. Bunlar her zaman yaşayacağımız, yani hepimizin başına gelecek sorunlar değil. Ama bugün sağlık sorunları yaşamıyor olmamız yaşlandığımızda ya da birkaç yıl sonra bu sorunları yaşamayacağımız anlamına gelmez.

Alzheimer

Beynin yaşlanması dediğimiz zaman aklıma ilk olarak Alzheimer hastalığı gelir. Son zamanlarda da en çok duyduğumuz hastalıkların başında geliyor kendisi. Peki, neymiş bu Alzheimer, beynin genç kalması için neler yapılırmış sizler için açıklayayım.

Alzheimer hastalığı, kişinin yaşamsal aktivitelerinde azalmanın görüldüğü, yeteneklerin bozulduğu, davranış değişikliklerinin yaşandığı bir hastalıktır. Hafıza kaybı yaşanır fakat bu hafıza kaybında geçmiş yıllar hastada baki kalırken son yılların unutulduğu bir kayıptır. İlerleyen safhalarda ise bilişsel yeteneklerdeki kayıp, dil alanlarında işlev kaybı, beceri gerektiren hareketlerde işlev kaybı ve tanıma fonksiyonlarında bozulmaya doğru değişim görülür.

Bu kadar zor ve insanı yaralayan bir hastalığın ne yazık ki kesin nedeni bilinemiyor. Genetik faktörlerin etkili olabileceği gibi dış etkenlerle de Alzheimer hastalığına yakalanılabiliyor.

Şimdi gelelim asıl konumuza:

Beyni Zinde Tutmanın Yolları

1. İlk olarak hareketli bir yaşam sürün. Ama hareketten kastımız uzun süren, eğlenceli bir gece hayatı değil tabi ki. Spor yaparak egzersizleri atlamayarak hareketli bir yaşam tarzı benimseyin. Özellikle açık havalarda yapacağınız egzersizler hem kaslarınızı hem de beyninizi dinç tutar.

2. Sadece vücut değil beyin de alkol ve sigaradan etkileniyor. Bunlar hem vücudu hem de beyni yaşlandırıyor. Eğer sigara ve alkolden uzak durursanız beyninizin daha dinç kalabileceğini söylemem gerek.

3. Stres beynin düşmanı. Sinirlenmemek elde değil ne yazık ki. Ama stresi en aza indirdiğinizde ve kendinizi rahatlattığınızda beynin daha az yorulduğunu göreceksiniz.

4. Beynin dinç kalmadığı durumlardan biri biliyorsunuz ki uykusuzluk. Uykusuz kaldığınız zaman hiçbir şeye odaklanamadığını fark etmişsinizdir. Uykunuzu ihmal etmediğiniz zaman aradaki farkı siz de anlayacaksınız.

5. Yaşadığımız sürece hepimizin öğrenci olduğunu unutmayın. Her gün yeni şeyler öğreniyoruz son nefesimizi verene kadar da öğrenmeye devam edeceğiz. Ama beynin dinç kalmasını sağlamak için beyni çalıştırın; beyin jimnastiği yapın. Ne demiş atalarımız işleyen demir pas tutmaz. Gazete okuyun, bulmaca çözün özellikle sudoku, satranç oynayın. Yeni şeyler öğrenmeye başladığınızda beyniniz de çalışmış olacak böylece hantallaşmayacak.

6. Huzur ruhun ve bedenin olmazsa olmazı. Huzurun verdiği rahatlığı hiçbir şey veremez. Bu yüzden hayatın olumsuz yönlerini değil olumlu yönlerinin görün.

7. Beynin bir organ olduğunu unutmayın ve gelişimi için vitaminleri ihmal etmeyin. Folik asidin, B12 vitaminin, C vitamininin belleği güçlendirdiğini unutmayın. Tükettiğimiz her yiyecek dolaylı yollardan beyne kadar ulaşıyor.

8. Beyni genç tutmanın yollarından biri de vücudun da sağlığını korumak. Sağlığın bir bütün olduğunu unutmayalım